11 Ekim 2013 Cuma

Ak Parti'de dördüncü dönem


Özal bilmecesi, Semra ve Ahmet Özal…

8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal'ın ölümü yeniden gündemde.

Haberlerde, vefatının ardından Cumhurbaşkanlığı’nın, kişisel bilgisayarıaileye vermediği aktarılıyor.

1970 model ve donanımsızlığı nedeni ile kenarda tutulan bir ambulansla hastaneye götürülen Özal'ın suikaste kurban gidip gitmediği sorusu akıllardan çıkmıyor.

Semra hanımın ismi sık sık gündeme geliyor. Bu günlerde de Özalların bazı önemli görüşmeler yaptığı duyumları alınıyor.

Bakalım neler olacak...

Kürt cephesinde son durumumuz

Şırnak'ta 9 Ekim'de PKK lideri Öcalan'ın Suriye’den çıkarılmasının yıldönümünde molotof kokteylleri çıkmış piyasaya, işyerleri yakılmış...

Mardin Nusaybin’de barış sürecinden bu yana on aydır ilk kez kepenk kapatıldı.Diyarbakır’da ise esnaf ve seyyar satıcılar çağrıya uymayarak çalıştı.

Öte yandan Kuzey Irak a operasyon tezkeresi CHP ve MHP’nin oyları ile kabul edildi.

Ve Kürtçe tartışmaları... MHP, partisinin Fethiye belediye başkanı Behçet Saatçi kürtçe afiş ile demokratikleşme paketini eleştirmeye kalkınca inceleme başlatmış... İncelemeye şaşırmadık... Biz Saatçi'ye şaşırmıştık.

Suriye, El Kaide ve Türkiye

'Hükümet El kaide ve sınırımız konusunu; en muhalif gazeteciyi de dahil, karşısına alıp anlatmalı’ diye yazmıştık. Bu olmadı ama El Kaide ve Taliban bağlantılı çok sayıda tüzel ve özel kişinin malvarlıklarınıdurdurma kararı alındı. Suriye ve sınırımız üzerinden bu konuda yazan çizenlere duyurulur. Taraf bunu manşete çekiyor, haberi ilk sayfadan gören bir diğer gazete de Demirörenler'in Milliyet'i...

Dershane Savaşı

Zaman’ın bugünki manşeti 'Sayıştay kanun taslağına AB eleştirisi' olmuş. Bütçelerde şeffaflık vurgusu olan bir haber… Ne dersiniz en büyük muhalif zaman mı? CHP'den bazıisimler de dershanelerden yana tavır koyduklarını açıkladı… Yorum yok…

Para alan kurumların öğrenciler için fırsat olduğu göreceli. Ama dershaneler kapatılınca da özel okullar ile devlet okulları arasında bir eğitim farkı olacak. Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan bu iş çözülmez.

Cumhurbaşkanlığı ve Ak Parti’de dördüncü dönem

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç partide dördüncü dönem göreve devam yasağı sorusuna; ben ve başbakan bu konu da çok net diyerek cevap vermiş. Arınç’ın; ‘’Gül, Ak partide siyaset yapmak isterse ...’’ diye başladığı cümleyi de göz önüne alırsak...

Şimdiki plan; 4. dönem yok, Başbakan Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Başbakan gibi görünüyor.

Mahalle baskısı

Gezicilerin yönetmen KutluğAtaman'ı hedefe koymasına üzülüyorum. Parka AVM projesine ilk günden beri karşı çıktım. Protesto hakkını savunan ve polis şiddetini kınayan biriyim.

Ve demokrasi, Ataman'ın da Gezi’ye verdiği desteği; bunun beyaz Türklerin başka hezeyanlarına döndüğü görüşü ile geri çekmesini kabullenebilmektir. ''Vatandaşın sesinişiddetle bastıran otoriteyi kınamak'' nasıl bir hak ise...

Bu kınamanın halkın tercihlerine karşı başka otoritelere paryalığa gittiğini düşünmek de bir hak olmalı değil mi?




Polis Kaskı
İstanbul Başsavcılığı, Gezi'deki polis şiddetini bilirkişiliğe inceletiyor.

Polis 'kaskım çalındı' dahi dese ilgili kask numarası dikkate alınacak. Polisler kasklarına sahip çıkmakla ve elbette takmakla mükellef…

28 Şubat vs Medya

28 Şubat döneminin Genelkurmay Genel sekreteri Özkasnak'ın medya kuruluşlarına ''Cumhuriyetin Bekası için işbirliği yapan basının önde gelen isimlerine teşekkür mektubu’’gazetelerde. Bu utanç vericidir ve bugünkü gazetecilik de temiz değil.

Fakat o mektup daha utanç verici. Çünkü en azından bugün boyun eğen çıkarcı medya, halkın seçtiği iktidara biat ediyor. Postala değil. Ki halkın seçtiği iktidar halkıaldatırsa, buna göz yumuluyorsa, bu da elbette temiz bir duruş değil.

Yine de ''şimdi de böyle ''diyenler bunu da bilmeli.

Balyoz haberini Birgün’de yer aldığı gibi görebildiğimiz gün bazı şeyler ''olacak'' bu toplumda. Darbe severlerin çığlığını görmek de, davada adaletsizlik, hukuksuz yargılamalar olduğu saptanıyorsa, boş yere yatanların durumu gözden kaçıyorsa, bunu fotoğraflamak da önemli.

Fidan olayı, WSJ ve Medya

Wall Street Journal’ın Hakan Fidan haberi, Cumhuriyet'te rahatsızlık olarak duyurulup, Fidan’ın her söyleneni dinleyecek biri olmadığı kanaatinin sızdırıldığı vurgulanmış. Bu iyi mi kötü mü Ey Cumhuriyet?

Ama Yeni Şafak da Fidan için ''kayıtsız şartsız dost değil' ifadesini aynı şekilde ilk sayfa haberinde kutu içinde aktarabiliyor.

Gazeteler bir haberi aynı yerden görmese bile bir başka haberde doğruları, gerçekleri en çok başlıktaki küçük bir fark ile benzer şekilde aktarıyor. Bir yerlerde buluşuluyor galiba… Ertuğrul Özkök ile Fehmi Koru’nun East West Institute de;İslam işbirliği teşkilatı genel sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’na takdim edilendünyayı değiştiren insanlar ödülleri töreninde buluşması gibi…

Bir de Mehmet Ağar konusunda buluşuluyor galiba. Özkök, Ağar’a açılan son dava için yeter artık yazısı yazmıştı geçenlerde…

Yeniden Alevi açılımı

Sabah, bugün nihayet Barlas’tan Yüksel Aytuğ’a, oradan Erdal Şafak’a varana kadar spiker Gözde Kansu mevzuunu dikkate alıyor, cevap veriyor.

Ama Sabah’ta; asıl hikaye, manşette. Ak Parti milletvekili Mehmet Metiner’in ‘’Cemevleri terör örgütlerinin yuvası olmamalı’’ sözüne tepki gelmişti. ‘’Camiler terör yuvası olmasın’’denilse ne kadar üzülürdü sünni müslümanlar değil mi?

İşte Ak parti bunun üzerine; bu sefer sözde değil gibi görünen bir alevi açılımı hazırlamış. O haber Cuma Sabah gazetesinin manşetinde. Okuyun derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder