3 Ekim 2013 Perşembe

Eyyy başörtü fobili dinozorlar...


Emin Çölaşan: Din Devleti kuruluyor, Hayrünisa Hanım'ın yanı başında oturan Necdet Bey, nereye sürüklendiğimizin farkında mı?

...

Sözcü: Eski Andımızdaki Ey Büyük Atatürk, Ey Büyük Tayyip şeklini aldı...

...

Sabah 07 sularında İstanbul trafiğinde çarpıştığım adam: Tipe bak...

....

Erdoğan'ın ''eyyy'' diye başlayan hitabını tarz olarak beğenmiyorum ama bu aralar çok popüler. Muhalif yazarlar da sıklıkla kullanıyor. Bazen herkesin 'eyyy' diyecek kadar dolduğunda hemfikirler sanırım ki bu ifadeyi benimsediler.

İşte ben de bugün o noktadayım.
...

Eyyy Türkiye'nin en çok okunan 4. gazetesinin en çok okunan yazarı Çölaşan...

Bir kadına bakış açınız eşinin mesleği nezdinde midir sadece? O bir birey. Cumhurbaşkanı eşliği size nasıl bir ''pozisyon'' olarak geliyor?

Bu nasıl çağdaşlık, nasıl bir kadın anlayışıdır?

Hayrünisa Hanım bir eş.

Bireysel tercihlerinden biri başına eşarp takmak.

Bu nedenle Mecliste izleyebileceği bir şeyi izleyememesini bekleme hakkını size kim verdi?

Bu bireysel tercihin din devleti ile ne ilgisi var?

Topluma dayatılan buna dair örnekleri bulup ''din devleti kuruluyor'' deseniz, meşrebinizce saygı duyarım. Ancak bir kadının ve bir eşin yaşam biçimi üzerinden bu tespiti yapacak kadar tahammülsüz olmanız kabul edilemez.

Necdet Bey'e çağrıda bulunuyorsunuz...

Necdet Bey'in bu sizin algınızda yer alan 'din devleti kuruluyor'' olma durumuna nasıl müdahale etmesini bekliyorsunuz?

''Demokratik'' bir darbe iledir eminim....

Yetmedi mi artık ''bu sembol'' üzerinden yapılan çarpışma?

Yetmedi mi hala sizin tabirinizle badem bıyıklı ağabeyler her yerde iken başörtülü kadın üzerinden yaptığınız sözde direniş... Bu nasıl bir acziyet?

Kamusal hizmet alımında ayrımcılık yaratacağı endişesi ile hala başörtülü kadının adalet kurumlarında çalışmasının tartışıldığı ülkemde, dindar erkekler bütün görevlere gelebildi. Siz ise hala kadın ve örtü obsesyonu ile kabus görüyorsunuz.

Yoksa kadın düşmanı mısınız? Kadın saçı fetişisti de olabilirsiniz. Öyleyseniz de bunu dayatma hakkınız yok.

Laiklik ilkesi açısından dahi bakıldığında; bir aile olma, bir eş olma durumu dışında bir hali ve görevi olmayan bir kadına dahi tahammül edemiyorsunuz.

Çağdaşlığı, insan haklarını savunması umulan bir görüşü temsil etmesini beklediğimiz sözde laik kesimin, muhalefet adına nasıl gözünün döndüğünü herkese gösteriyorsunuz.

Özgürlük değil tahakküm peşindesiniz. En az din devleti kurduğunu iddia ettiğiniz zihniyet kadar gericisiniz.

...

Eyyy Sözcü...

''Ey büyük Atatürk'' demekten mutlu olanlar olabilir...

Belki ''Ey Büyük Tayyip'' diye bir andımız olsaydı onu söylemekten mutlu olacak olanlar da olabilirdi...

Ama böyle bir gerçeklik yok. Siz yalan söylüyor ve bunu ironi sosu ile yutturmaya kalkıyorsunuz.

Böyle bir andımız olsaydı...

İki lider arasındaki 7 fark herkes için aynı şekilde kabul edilir olmak durumunda mı? Kime hayran olunacağına kimin takdir edileceğine sadece siz mi karar veriyorsunuz?

''Ey Büyük Atatürk'' demek isteyenleri daha fazla vatandaş, ''Türküm doğruyum'' demek isteyenleri de daha fazla hak sahibi görüyorsunuz.

Siz ki, bu ülkede iktidarın yamuklarını korkmadan yazabilen ender yayınlardansınız. Bunu yaparken tek tarafın sesi olmaya yeltendikçe marjinalleşerek etkinizi, yankınızı daraltıyorsunuz. Sizden umutlanacakken, ''bu kafaya alet olmayalım'' diye birçok gerçeği anlatmayı düşünen mağdurların hikayelerini de bu nedenle kaçırıyorsunuz.
...

Uzlaşma diye ağlayan ve rövanşist tutumları eleştiren muhalif meslektaşlarıma aslında sonuna kadar hak veriyorum. Ama sizin gibi hayatın gerçekliğini kavramada sorunu olanlardan korkuyorum ben sayın Çölaşan.

Necdet Bey'e; bir kadın, bir eş, meclise alt tarafı 1 metre fazladan bir kumaş parçası ile (silah, pala vs ile değil) girdi diye, Genelkurmay Başkanına seslenen kafaları görünce, hükümetin rövanşizmi bana paranoyadan çok gereklilik gibi gelmeye başlayacak...

Demek ki bu halkın geleceği için böyle olmak zorunda diye düşünür hale geleceğiz.

Gebeliğimiz bitmeyecek...

Ama siz o kadar nefretle dolmuş ve bulunduğumuz coğrafyada sadece sizin gibi düşüneneleri egemen görme arzusuna gark olmuşsunuz ki bu da size birşey ifade etmiyor.

Sizin için bir kesime, neyin nasıl geldiğinin önemi yok...

Siz sadece daha fazla vatandaşlık hakkına sahip olduğuna inandıklarınız için yazıyorsunuz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder