Star'da bir haber:
Paşaya Şiddet Sorusu başlığını taşıyor...
''28 Şubat'ta şiddet kullanılmadı'' diyen Genelkurmay harekat daire başkanı paşaya yönelik soruyu aktarıyor. 28 Şubat yargılamasına katılan Cumhuriyet savcısı Kemal Çetin, paşaya bu savunmasının üstüne ''gerekirse silah kullanırız'' manşetini sormuş.
Bu açıklama direkt olarak şiddet kullanmak demek değil ...
Şiddete başvurmadan, şiddeti metod olarak benimsememiş bir kesimin; hak ve özgürlük mücadelesinin, bu tehdit ile engellendiği bir gerçek. Bu psikolojik şiddet.
Bugün Gezi olaylarından örnek verelim.
Gezi'ye AVM yapılmasın diyenlere, ilk sabah müdahalesi ile şiddet uygulanmıştı. Elbette park yapılması kararı ile bireysel hak ve özgürlüklere mani olmak aynı şey değil.
Şahsen Gezi'de AVM olmasını istemeyen biri olarak, 28 Şubat döneminde yapılanlardansa; Gezi'ye park yapılmasını sineye çekebilirim. Ve her koşulda 'park yapılmasın' diyenlere şiddet uygulamaya karşı çıkarım.
'Park yapılmasın' diyenleri kendine zemin yapıp ortamı şiddete boğan sözde demokrasi taliplilerine de karşı çıkarım.
'Gerekirse silah kullanırız' manşeti ise gazetecilik açısından doğrudur. Paşaların yaptığı açıklamayı aynen olduğu gibi göstermek bir editöryel tercihtir ve bunun arka planına niyet isnat etmek doğru olmaz.
Elbette bu başlığı atarken birileri demokratik yollarla seçilmiş iktidarın korkmasını istemiş olabilir. Birileri, sakallılar başbakanlıkta iftara geldi diye buna dayanamamış, hazmedememiş olabilir. Bunlar nedeni ile gazeteci arkadaşlar bu tehdidi manşete taşırken 'korksunlar' psikolojisinde ve arzusunda olabilir. Bunlar olmasa daha temiz gazetecilik yapılr. Ancak bu duyguların eseri ile de atılmış olsa, kimse bu manşete direkt vuramaz.
Bu lafın edilmesine gelince, ordu, hükümet velhasıl yönetici irade, demokratik taleplere, şiddete başvurmadan ifade edildiği halde tahammül edemeyip ''silah kullanırız'' tehdidinde bulunuyorsa, evet bu psikolojik şiddettir, şantajdır.
Park istemiyoruz diyene şiddet uygulamak da demokratik değildir.
Şiddet uygulayan teröriste veya demokratik talep soslu kaos çıkarma peşindeki kişilere bu tehdit yapılabilir.
Oturun gerisini siz düşünün. Hangisi nereye uyuyor.
Özel Uyarıyor mu?
Milliyet'te Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarını aktaran haber dikkat çekiyor... Özel'in TSK ile ilişkili yargılamalarda yaş ile kurunun yansımasının disiplin zincirini bozduğu uyarısı vurgulanmış. Bu önemli.
Madem Türban siyasi olarak kullanılıyor...
Eğitim-Sen'den ilginç bir açıklama...
Madem bu ülkede türban kimseyi rahatsız etmiyor, sadece siyasal İslam rahatsız ediyor...
O halde neden hala türban sizi rahatsız ediyor. Rahat bırakın, destek olun ve kullanılmasına müsade etmeyin.
Eğer gerçekten bu ülkede türban sorunu, iddia edenlerin ifadesi ile, hükümetin faşizan politikalarını örten bir hak mücadelesi görünümünde bir silah, o zaman neden bu mücadeleye siz de destek vermiyorsunuz?
Bunun tek cevabı, türban karşıtı zihniyetin, sadece siyasal islam'a değil türbana, dinle ilgili bu simgeye direk alerji duymasıdır.
Türbanlı kadınlar bir yere gelmese, Ak Parti kendine yakın erkek kadrolar bulmakta mı zorlanacak. Sadece kadınlar mı Ak Partili bu ülkede. Erkekleri engellemeye çengel bulamadığınız yerde bu kadın düşmanlığının nedeni ne? Bu kadrolar sadece Ak Parti ile ilişkili diye korkuyorsanız eğer, emin olun yeterince Ak Parti'li erkek var.
Paşaya Şiddet Sorusu başlığını taşıyor...
''28 Şubat'ta şiddet kullanılmadı'' diyen Genelkurmay harekat daire başkanı paşaya yönelik soruyu aktarıyor. 28 Şubat yargılamasına katılan Cumhuriyet savcısı Kemal Çetin, paşaya bu savunmasının üstüne ''gerekirse silah kullanırız'' manşetini sormuş.
Bu açıklama direkt olarak şiddet kullanmak demek değil ...
Şiddete başvurmadan, şiddeti metod olarak benimsememiş bir kesimin; hak ve özgürlük mücadelesinin, bu tehdit ile engellendiği bir gerçek. Bu psikolojik şiddet.
Bugün Gezi olaylarından örnek verelim.
Gezi'ye AVM yapılmasın diyenlere, ilk sabah müdahalesi ile şiddet uygulanmıştı. Elbette park yapılması kararı ile bireysel hak ve özgürlüklere mani olmak aynı şey değil.
Şahsen Gezi'de AVM olmasını istemeyen biri olarak, 28 Şubat döneminde yapılanlardansa; Gezi'ye park yapılmasını sineye çekebilirim. Ve her koşulda 'park yapılmasın' diyenlere şiddet uygulamaya karşı çıkarım.
'Park yapılmasın' diyenleri kendine zemin yapıp ortamı şiddete boğan sözde demokrasi taliplilerine de karşı çıkarım.
'Gerekirse silah kullanırız' manşeti ise gazetecilik açısından doğrudur. Paşaların yaptığı açıklamayı aynen olduğu gibi göstermek bir editöryel tercihtir ve bunun arka planına niyet isnat etmek doğru olmaz.
Elbette bu başlığı atarken birileri demokratik yollarla seçilmiş iktidarın korkmasını istemiş olabilir. Birileri, sakallılar başbakanlıkta iftara geldi diye buna dayanamamış, hazmedememiş olabilir. Bunlar nedeni ile gazeteci arkadaşlar bu tehdidi manşete taşırken 'korksunlar' psikolojisinde ve arzusunda olabilir. Bunlar olmasa daha temiz gazetecilik yapılr. Ancak bu duyguların eseri ile de atılmış olsa, kimse bu manşete direkt vuramaz.
Bu lafın edilmesine gelince, ordu, hükümet velhasıl yönetici irade, demokratik taleplere, şiddete başvurmadan ifade edildiği halde tahammül edemeyip ''silah kullanırız'' tehdidinde bulunuyorsa, evet bu psikolojik şiddettir, şantajdır.
Park istemiyoruz diyene şiddet uygulamak da demokratik değildir.
Şiddet uygulayan teröriste veya demokratik talep soslu kaos çıkarma peşindeki kişilere bu tehdit yapılabilir.
Oturun gerisini siz düşünün. Hangisi nereye uyuyor.
Özel Uyarıyor mu?
Milliyet'te Genelkurmay Başkanı'nın açıklamalarını aktaran haber dikkat çekiyor... Özel'in TSK ile ilişkili yargılamalarda yaş ile kurunun yansımasının disiplin zincirini bozduğu uyarısı vurgulanmış. Bu önemli.
Madem Türban siyasi olarak kullanılıyor...
Eğitim-Sen'den ilginç bir açıklama...
Madem bu ülkede türban kimseyi rahatsız etmiyor, sadece siyasal İslam rahatsız ediyor...
O halde neden hala türban sizi rahatsız ediyor. Rahat bırakın, destek olun ve kullanılmasına müsade etmeyin.
Eğer gerçekten bu ülkede türban sorunu, iddia edenlerin ifadesi ile, hükümetin faşizan politikalarını örten bir hak mücadelesi görünümünde bir silah, o zaman neden bu mücadeleye siz de destek vermiyorsunuz?
Bunun tek cevabı, türban karşıtı zihniyetin, sadece siyasal islam'a değil türbana, dinle ilgili bu simgeye direk alerji duymasıdır.
Türbanlı kadınlar bir yere gelmese, Ak Parti kendine yakın erkek kadrolar bulmakta mı zorlanacak. Sadece kadınlar mı Ak Partili bu ülkede. Erkekleri engellemeye çengel bulamadığınız yerde bu kadın düşmanlığının nedeni ne? Bu kadrolar sadece Ak Parti ile ilişkili diye korkuyorsanız eğer, emin olun yeterince Ak Parti'li erkek var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder